Medici ailesinden bahsedildiğinde “Floransa’nın soylu ailesi” diye lafa başlanıyor. Sanılanın aksine çok da soylu bir aile değilmiş. Köylü demek belki doğru değil ama Floransa’da soyları daha geçmişe dayanan nice ailenin yanında biraz mütevazı kalıyorlarmış. 1230 yılındaki bir belgede, ailenin köklerinin Mugello vadisinde olduğu görülmüş. Yani Floransa’nın kırsal kesimi. Bugünkü adı Barberino di Mugello olan kasabada “Villa Medici at Cafaggiolo” adında bir malikhâneleri halen mevcut.

Malikhânenin limon ve portakal ağaçları ekili bahçesinde su yolları ve mağaralar varmış. Arazideki sarnıçlardan akan sular, gelen konuklar için estetik ve eğlenceli bir şekilde bahçede kullanılmış. Mağaralardaki gizli fıskiyeler ile konuklar ıslatılıyormuş. O dönem ünü, tüm Avrupa’ya yayılmış ve bir çok yerde benzerleri inşa edilmiş.

Ailenin sahip olduğu sayısız villadan en eski iki tanesini daha göstermek isterim. Villa del Trebbio, ve bir başkası Villa di Careggi. Giovanni Medici’nin oğlu “Lorenzo the Elder” 1440’da Villa Careggi’de ölmüş.



1300’lerin başında krediler vererek çalışan Medicilerin işlem hacimleri, Bardi, Peruzzi ve Acciaiuoli ailelerinin bankalarına nazaran düşükmüş. Çünkü bu aileler papalığın para hesaplarını yönetiyorlarmış. Faaliyetlerini durdurup gayrimenkullerini yönetecek şekilde ayakta kalmışlar. İngiltere kralı Edward’ın biriken borçlarını ödememesi üzerine büyük bankalar iflas edince, bunu fırsat bilen Vieri di Cambio de Medici, bankacılık işine giriyor ve 1348 ile 1392 yılları arasında bir çok Avrupa şehrinde şube açıyor. 1382’de uzak akrabası Francesco di Bicci de Medici’yi ortak alıyor. Vieri amca, küçük yaştan beri zekâsını bildiği Francesco’nun küçük kardeşi Giovanni di Bicci de Medici’yi 1386’da Roma şubesinin başına getiriyor. Giovanni’nin ve sonraki tüm aile fertlerinin bankacılık faaliyetlerinin temelleri bu tarihte atılmış oluyor. Floransa’lı Medicilerin tarihsel olarak ilk üyesi ve baş aktörü Giovanni olarak kabul ediliyor.

Giovanni di Bicci de Medici
Piccarda Bueri

Giovanni di Bicci De Medici (1360-1429), asil bir soydan gelmediği için, eski bir soylu ailenin üyesi olan Verona’lı Edoardo Bueri’nin kızı Piccarda Bueri (1368-1433) ile 1386 yılında evlenerek kendisine ve çocuklarına saygınlık kazandırıyor. Zaten bankacılığa geçmesindeki temel sebep bu evlilikten edindiği 1500 florinlik servetmiş. Roma şubesinde bu parayı sermaye yapmış. Anlaşılan, yüklü bir çeyiz ile gelen Piccarda’nın aileye katkısı büyük olmuş.

1393 yılında emekli olan Vieri’den sonra banka dağılıyor. Giovanni, 1397’de banka faaliyetlerini Floransa’ya taşıyor ve yarı hissesi kendisinde, diğer yarısı çok ortaklı olan Banco Medici’yi kuruyor. 1408’de Floransa, Roma, Venedik ve Napoli şubeleri ile gücünü kanıtlıyor.

Edindiği tecrübe sayesinde, papalığın resmi bankası olmanın güç ve zenginlik demek olduğunu bilen Giovanni, 1413 yılında akıllıca bir hamle ile papalık hesaplarını yönetmeye başlar. Arkadaşı olan papanın ölümü ile hesaplar üzerindeki egemenliğini 2 yıl sonra kaybetse bile, bir kaç yıl içinde tekrar eski gücünü kazanır ve böylece en büyük gelirini Vatikan’dan elde etmeye devam eder.

Giovanni’nin ölümüne dek banka ve onun yarattığı güç, Medicilere saygınlık kazandırmış. Giovanni, bu güç sayesinde Palazzo Vecchio’da toplanan şehir konseyinin üyelerinden biri olmuş. Signoria denilen bu konseye üye olmak şehir hakkında söz sahibi olmak ve destekçi kazanmak demek.

Tarihi kaynaklar, Piccarda’nın eşini kaybettikten sonra derin bir üzüntüye düştüğünü yazıyor. Floransa’daki Medicilerin aile kilisesi olan San Lorenzo Bazilikası’nda yer alan Medici Şapeli’nin alt katında eşinin yanına gömülmüş.


Cosimo de Medici

Küçük yaşta babası Giovanni’nin bankasında eğitim alan büyük oğlan Cosimo de Medici (1389-1464), 1429’da babasının ölümü üzerine ailenin ve bankanın başına geçiyor. 1433’de Albizzi ailesi ile giriştiği mücadele ve suikast girişiminden sonra tutukluluk ve sürgün yılları yaşıyor. Venedik’te geçen sürgün günlerinde bankacılık işlerine devam ediyor ve biraz Albizzi’lerin haksız vergi politikası, biraz da papalığın araya girmesiyle 1 yıl sonra Floransa’ya geri dönüyor. Signoria denilen şehir meclisinde egemenliği ele geçiren ve liderlik anlamında ailenin ilk üyesi sayılan Cosimo, 1434 yılından başlayıp 1737 yılına kadar sürecek 303 yıllık Medici Hanedanlığı’nı başlatmış oluyor. Rakiplerinin aksine, halka verdiği kredilerde kolaylıklar sağlamış fakat bu iyi niyetinin suistimal edilmesine de izin vermemiş. Ne kadar dikkat etse de, ailenin başına bela olan gut hastalığı yüzünden 1464’te hayatını kaybediyor.

Bankacılık anlamında ailenin başı Giovanni olsa da, Medici isminin dünya tarhinde marka olmasındaki temel taş Cosimo de Medici’dir. Ailenin vizyonu ve misyonu onun ışığında devam etmiş. Çocuklarına, torunlarına, torunlarının torunlarına geçen dünya görüşü sayesinde, dünya sanatı ve biliminin rotası değişmiş. Gozzoli, Ghiberti, Fra Angelico, Andrea del Castagno ve Donatello gibi çok sayıda sanatçı, onun himayesinde eserler vermiş.

The Elder (Eski Cosimo) diye de anılan Cosimo de Medici, büyük oğlu Piero’nun kendisi gibi gut hastası olması sebebiyle, ikinci oğlu Giovanni di Cosimo de Medici’yi halefi olarak görmüş. Hatta onu 1455’te bankanın genel müdürü yapmış. Fakat Giovanni, 1463’te, yani babasından 1 yıl önce hayatını kaybedince, bayrağı Piero devralmış. Giovanni’nin sanat ve sanatçılarla arasının iyi olduğu ve zengin bir eser koleksiyonuna sahip olduğu bilinmekte.


Piero de Medici

Hastalığı yüzünden banka ve şehir yönetimini çoğunlukla yatağından idare eden Piero di Cosimo de Medici (1416-1469), görev süresinde göreceli bir başarı elde etmiş. Babasının verdiği kredileri geri ödemeyenleri iflasa sürükleyerek Medici karşıtlarına yenilerini eklemiş olsa da işlerin sorunsuz yürümesini sağlamış. Aile geleneğini sürdürerek kültüre önem vermiş ve nadir kitapları toplamış. Sadece 5 sene görevde kalabilmiş.

İki tane oğlu olmuş. Büyük olanı, Floransa’ya yeni bir çağ başlatan Lorenzo de Medici, diğeri Giuliano de Medici.

Tarihe, Pazzi Komplosu olarak geçen, 1478 yılında Floransa Katedrali’ndeki hain suikast, Giuliano’nun ölümü, Lorenzo’nun yaralanması ile sonuçlanmış. Hz. İsa’nın havarileri ile yediği son akşam yemeğine atıf yaparak, ekmek-şarap ile kutsanan “Kudas Ayini” töreninde, kafasına aldığı kılıç yarası ve sayısız bıçak darbesi ile öldürülen Giuliano, bir katedralde ve ibadet sırasında öldürülerek dini açıdan da kabul edilemez bir suçun kurbanı oluyor. Aynı saldırıda yaralanan Lorenzo, şair ve politikacı Poliziano tarafından apar topar bir odaya kilitlenerek ölümden kurtuluyor.

Giuliano de Medici

Halk tarafından çok sevilen Giuliano’nun vahşice katledilmesi, isyana ve komploculara karşı acımasız bir intikama sebep olmuş. Suikastin işbirlikçilerinden olan Başpiskopos Francesco Salviati ve yandaşları Signoria meydanında asılmış. Bu komplonun mimarı olan Medicilerin rakibi Jacopo de Pazzi, Floransa’dan kaçmış, fakat yakalanarak yeğeni Salviati’nin çürümüş cesedinin yanında idam edilmiş. Katillerden biri olan tüccar Baroncelli İstanbul’a kaçmış, ancak Lorenzo’nun Fatih Sultan Mehmet’ten ricacı olması ile geri getirtilmiş ve aynı meydanda sallandırılmış. Hatta Leonardo da Vinci, onun ipte asılı halinin resmini yapmış. Lorenzo, bu olayın teşekkürü olarak Sultan Mehmet’e bronz bir madalyon hediye etmiş. Şu anda New York-Metropolitan Müzesi’nde sergileniyormuş.

Tarihe geçmiş bu katedral saldırısının arkasında, Floransa’yı ele geçirmeye çalışan Napoli Krallığı, Medicilerin düşmanı Pazzi ailesi ve onlara destek veren Papa IV. Sixtus’un olduğu bilinen bir gerçek. Papa, kutsal görevinden dolayı cinayeti uygun görmese de, suikastçileri cesaretlendirmiş. Lorenzo, çıkar çatışmalarını ve şehrin üzerinde oynanan oyunları, stratejik müdahaleleri ve halkın desteğiyle savuşturmayı başarmış, bu sayede yeni bir çağın başlamasına sebep olmuş.


Lorenzo de Medici

Babalarının ardından kardeşiyle birlikte yönettiği Floransa’nın ve ailenin liderliğini tek başına eline alan Lorenzo de Medici (1449-1492), Floransa’ya en parlak günlerini yaşatmış ve ailesinden miras kalan sanata ve sanatçıya sahip çıkma rolünün hakkını vermiş. Büyükbabalarının ateşlemeye başladığı Rönesans’ın fitilini daha da hızlandırarak, adını tarihe altın harflerle kazımış ve “Muhteşem Lorenzo” lakabıyla anılmaya başlamış.

Siyasi manevraları başlı başına bir güç gösterisi. Suikast sonrasında, büyük bir cesaret göstererek Napoli Kralı Ferdinand’a gitmesi, onunla anlaşma sağlayıp, Papa’nın tehdit ve yaptırımlarının önünü kesmesi, çok büyük bir hamle olarak tarihte yerini almış. Yaptığı sanatsal ve kültürel yatırımları ile dünya üzerinde büyük bir etki yaratmış ve bu sayede tüm kıtayı etkilemiş. Rönesans rüzgarının en şiddetli etkisi onun döneminde olmuş. Floransa yazımda, “Floransa demek Medici demek” demiştim. Medici demek de Lorenzo demek. Onun sayesinde şehir en parlak yıllarını yaşamış. Kendisine takılan “Muhteşem” lakabının hakkını sonuna kadar vermiş.

Lorenzo de Medici

Michelangelo, Boticelli, Donatello, Ghirlandaio, Lippi ve Da Vinci gibi sanatçıları himayesine almış, desteklemiş ve imkân sağlamış. Genlerinden gelen öğrenimlerle bilim, mimari, edebiyat, felsefe, müzik, tiyatro, heykel, resim, fresk gibi nice bilimsel ve sanatsal faaliyet o günlerden itibaren Avrupa’ya yayılmaya başlamış.

Medici Bankası, onun döneminde geri dönmeyen kredi hesapları yüzünden kötü günler yaşamış. Sıkıntıya düşen bankayı kurtarmak için güven sarsısıcı önlemler alan Lorenzo, devlet fonlarını kötüye kullanmış. Şap ticareti için Volterra şehri ile girdiği çatışma, onun hayatında kötü bir macera olmuş. 1492’de dedesinin kardeşi Lorenzo the Elder gibi o da Villa di Careggi’de ölmüş. Ömrünün son yıllarında yaptırdığı Poggio a Caiano’daki köşkü halen nadide sanat eserlerinin sergilendiği bir müze olarak ziyaretçilerini bekliyor.


Muhteşem Lorenzo’nun ardından yönetimi devralan “Talihsiz Piero” lakaplı oğlu Piero di Lorenzo de Medici (1472-1503), 2 yıllık yöneticiliğinin sonunda çeşitli maceralarla Floransa’nın özgürlüğünü ve gücünü kaybetmesine sebep oluyor. Medicilerin sarayı yağmalanıyor ve Piero sürgüne gönderiliyor. Sürgündeki Venedik günlerinden sonra Fransız ve İspanyol ordularının Garigliano savaşında nehirde boğuluyor ve Monte Cassino manastırına gömülüyor. Bu sebeple 1494’ten 1513’e kadar Mediciler Floransa’daki söz haklarını kaybediyorlar.

Papa X. Leo adıyla göreve başlayan kardeşi Giovanni di Lorenzo de Medici’nin (1475-1521) müdahalesi ile 1513 yılında tekrar varlık gösterseler de, Mediciler ancak 1530’lardan sonra sürekliliklerine devam edebiliyorlar. Floransa, o tarihlere kadar hep Papa’ların gölgesinde idare ediliyor.

1513’ten 1519’a kadar Piero’nun oğlu, Muhteşem Lorenzo’nun torunu Lorenzo di Piero de Medici (1492-1519), Urbino Dükü ünvanı ile yönetime geçiyor.

1523-1527 arasında, Nemours Dükü Giuliano di Lorenzo de Medicinin oğlu, Muhteşem Lorenzo’nun bir başka torunu Ippolito de Medici (1511-1535) görev yapıyor.

1532’de Floransa Cumhuriyeti hukuken bitiyor ve Dükalık kuruluyor. 1532-1537 yılları arasında Urbino Dükü Lorenzo de Piero’nun oğlu, Alessandro de Medici (1510-1537), uzak akrabası Lorenzino de Medici tarafından öldürülene dek Floransa Dükalığı’nın ilk dükü olarak hüküm sürüyor.


Ve bu tarihten sonra Floransa’da, başka bir koldan Medici saltanatı başlamış oluyor.

Cosimo I. de Medici

Hükümdarlık, ailenin ilk reisi Giovanni di Bicci de Medici’nin diğer bir oğlu Lorenzo di Giovanni’nin bankacılık ile uğraşan çocukları ve torunlarının kolundan devam etmeye başlıyor. Torunun torunu olan Cosimo I. de Medici (1519-1574), yeni bir dönemin ve yönetimin başlamasını sağlıyor. İkinci “Floransa Dükü” olarak 1537-1569 arasında ve ilk “Toscana Büyük Dükü” ünvanı ile 1569 ve 1574 yılları arasında hüküm sürüyor.

Alessandro’nun meşru bir varis bırakmaması sebebiyle, Floransa devlet idaresi ve rütbeliler tarafından Cosimo I.’in Floransa Dükü olması isteniyordu. Bunu duyan sürgündeki ezeli rakiplerden Strozzi ailesinin üyeleri, yeni bir Medici iktidarı istemedikleri için duruma el koymaya çalışsalar da başarılı olamadılar. 1537 Ağustos’undaki Montemurlo savaşında Piero Strozzi, Kardinal Salviati ve yandaşlarına karşı zafer kazanan Cosimo I. de Medici, hem Kutsal Roma İmparatoru hem de İspanya Kralı olan V. Charles tarafından, resmen Floransa Dükü olarak tanınıyor.

Alessandro’nun 1537 yılının ilk gününde bir komploya kurban gitmesinden sonra başlayan 37 yıllık Floransa liderliğinde, öncelikle aleyhtarlarını eliyor ve devlet bürokrasisini kendine uygun olarak düzenliyor.

1551 ve 1559 yılları arasındaki İtalya Savaşı, onun liderliğini iyice pekiştiriyor. Fransa Krallığı’nın İtalya’da egemenlik kurmak istemesiyle başlayan bu savaşın sonunda kazanan, İspanya Krallığı, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ve onların yanında saf tutan Cosimo I. de Medici oluyor. Kaybeden tarafta Osmanlı İmparatorluğu’nun desteğini alan Fransa Krallığı ve Siena Cumhuriyeti var. Bu savaşın muharebelerinden biri olan Marciano Muharebesi, 1554 yılında Siena’nın düşmesi ve o toprakların Floransa Dükalığı’nın eline geçmesi ile sonuçlanıyor. Gücüne güç katan Cosimo I. de Medici, Floransa Dükü ünvanını küçük görmüş ve Papa V. Pius’a borç verdikten sonra, ondan Toscana Büyük Dükü ünvanını kapmış.

Önceleri Floransa Cumhuriyeti, sonraları Floransa Dükalığı adı altında yönetilen şehir, o tarihten itibaren Toscana Büyük Dükalığı olarak tarihteki yerini almış.

Hiç şüphesiz, sanat ve sanatçıyı korumak Cosimo I. için aile geleneği demek. Etrafındaki Michelangelo, Bronzino, Vasari, Ammanati ve daha nice büyük yetenek, onun iradesinde ve himayesinde eserler vermiş. Dünyanın en eski ve ünlü müzelerinden biri olan Uffizi Galerisi, onun isteğiyle yapılmış. Türkçe karşılığı “Ofisler” demek olan ve Vasari, Parigi, Buontalenti gibi mimarların elinden geçen bina, o dönemde sulh yargıçlarının ofis olarak kullanmaları için yaptırılmış.

Eşi Eleonora di Toledo, inşaatına 1458 yılında banker Lucca Pitti sahipliğinde başlanan Pitti Sarayı’nı 1549 yılında satın almış. O dönemde özel davetler ve misafirleri ağırlamak için kullandıkları Pitti Sarayı, oğulları Ferdinando I. döneminde ikametgah olarak kullanılmış. Sarayın Boboli Bahçeleri denen geniş arazisindeki amfitiyatroda Mediciler ve konukları için tiyatro gösterileri ve operalar sergilenmekteymiş.

Cosimo I., ünlü mimar Vasari’ye, saraya giden bir geçit yaptırmış. İkametgâh olarak kullandıkları Palazzo Vecchio’dan başlayan Vasari Koridoru, gelebilecek tehdit ve eleştirilere karşı, halkın içine karışmadan Pitti Sarayı’na gitmelerini sağlamış.


Cosimo I. de Medici’nin büyük oğlu Francesco I. de Medici (1541-1587), babasının öldüğü 1574’ten 1587ye kadar, küçük oğlu Ferdinando I. de Medici (1549-1609) ise, abisinin ani bir şekilde sıtmadan öldüğü 1587’den 1609’a kadar görev yapmışlar ve Toscana Büyük Dükleri olarak tarihteki yerlerini almışlar. Özellikle Ferdinando I. zamanında Floransa parlak günlerini tekrar yakalamış.

Oğlu Cosimo II. de Medici (1590-1621), babasının ardından bayrağı devralmış ve 1609-1621 yılları arasında görev yapmış. Modern gözlemsel astronominin, modern fizik ve bilimin babası olarak anılan, bilim ve din çatışmasının sembolü olarak anılan Galileo Galilei, Cosimo II.’nin küçük yaşlarda öğretmeni olmuş. Büyüyünce de bu ünlü bilim adamının koruyuculuğunu yapıp, himayesinde çalışmasını sağlamış.

Cosimo II.’nin oğlu Ferdinando II. de Medici (1610-1670), 11 yaşındayken başladığı Düklüğünü 49 yıl sürdürmüş.

Onun da oğlu Cosimo III. de Medici (1642-1723) ise, 1670’de aldığı görevini 53 yıl sürdürerek saltanat rekorunu kırmış. 72 yıllık saltanatı ile egemen bir ülke hükümdarlığında en uzun süre kalmış olan Fransa Kralı XIV. Louis’nin kuzeni Marguerite’den 3 çocuğu olmuş.

Büyük oğlu Ferdinando III. de Medici, onun varisiymiş fakat babasının ölümünden 10 sene önce, 1713’de hayatını kaybetmiş. Toskana Büyük Prensi ünvanını taşıyan Ferdinando III.’ün müziğe olan ilgisi ve uğraşısı çok fazlaymış. Venedik seyahatlerinin birinden dönerken tanıdığı Padova’lı Bartolomeo Cristofori’yi Floransa’da çalışmak üzere işe almış. Cristofori, onun himayesinde piyanonun icadını gerçekleştirmiş.

Gian Gastone de Medici

1723 de ölen Cosimo III.’ün küçük oğlu Gian Gastone de Medici (1671-1737), son Toscana Büyük Dükü olarak 14 yıl görev yapmış.

303 yıllık Medici Hanedanı’nın son erkek üyesi olarak tarih sayfalarında yer alan Gian Gastone’nin aileden gelen mirası, çocuğu olmadığı için kız kardeşi Anna Maria Luisa de Medici’ye kalmış. O da, Floransa dışına çıkmamak şartıyla halka bağışlamış.

Mediciler tarafından yıllarca biriktirilen paha biçilmez eserlerin çoğu Uffizi Galerisi’nde sergileniyor. Pitti Sarayı, Barcello Ulusal Müzesi, Vecchio Sarayı, Medici Riccardi Sarayı ve ailenin çeşitli kasabalardaki villalarında bulunan diğer eserler de, dünya kültür mirası olarak kabul edilmekte ve görenleri büyülemektedir.

Soylarının tükenmesi sebebiyle tarih sahnesinden çekilen Mediciler, eşsiz sanat eserleri ve kültür hazineleri ile isimlerini ölümsüzleştirmiş durumdalar. Ailenin asıl kolundan 2, uzak koldan 1 Papa, kardinaller ve Fransa Kraliçeleri çıkmıştır. Gelin verdikleri kızlar sayesinde Avrupa’daki önemli krallıklara ve hanedanlara soyları karışmış. Avrupa kıtasına yayılan Rönesans ateşinin mimarı sayılan ailenin, dünya üzerinde eşi-benzerinin olmadığı kabul görmektedir.

İnsanlığa armağan olan ve dünya kültür mirası kabul edilen eserleri görmek için Floransa’ya gitmeli ve altını üstüne getirmelisiniz. Benden söylemesi, sizden gezmesi…


Bir dip not vermek isterim….

Farkındaysanız, Medicilerin çoğu erken yaşlarda ölmüşler. İçlerinde çok çocuk yapanlar da olmuş fakat bu çocukların büyük bir kısmı 5-6 yaşlarını görememiş.

2004 yılında Gian Gastone’nin mezarının gizli bir girişi bulunmuş. İçeri girildiğinde, Floransa’daki sel felaketinden dolayı (1966) sağa-sola dağılmış çocuk kemikleri görülmüş. Deformasyona uğramış olan bu kemikler incelendiğinde, erken ölümlerin sebebi anlaşılmış.

Komplo veya tehditlere karşı saray içinde yaşama zorunluluğu, çocukların güneş yüzü görmemelerine sebep olmuş. Buna bir de yanlış beslenme eklenince, hepsi Raşitizm hastalığının kurbanı olmuşlar. D vitamini eksikliğinin sebep olduğu bu hastalık yüzünden kolları-bacakları hatta kafaları çarpıklaşmış. Bu yüzden çocukluk çağlarında hayatlarını kaybetmişler.

Genlerinden gelen Gut hastalığı, bazılarının din adamı olmaları sebebiyle çocuksuz olmaları, birkaç tanesinin suikasta kurban gitmesi, o dönemde yaygın olan sıtma ve tüberküloz gibi hastalıklar, şehir meseleleri ile uğraşmaktan kendilerine iyi bakamamaları gibi sebeplere, bir de gelişimini tamamlayamamış çocuklar eklenince, ne yazık ki soyları yavaş yavaş tükenmiş.