Sağlık, zaman, para ve cesaret seyahat mantığının en önemli şifreleridir.
Tabii ki her işin başı “sağlık” diyoruz. Gücümüz yerinde değilken gezmek imkânsız. Burada önemli olan yaş faktörü de değil. Çünkü 80 ini geçmiş bir sürü Çinli ve Amerikalı dünyanın her yerini geziyor. Fakat çok daha genç yaşlardaki çoğumuz yerimizden kalkamıyoruz. Onun için az da olsa bir yürüme potansiyelimiz olmalı. Demiştim ya “gezmeye başlıyorum dediğinizde ya ayaklar çekmiyor ya gözler görmüyor” diye. Ne zaman, ne olacağımız belli değil. İşte bu yüzden geciktirmeyelim hayatı diyorum. Sağlığınız yerinde iken düşün yollara. Gezmek size iyi gelecek.
“Cesaret” kelimesinin açılımındaki yüreklilik, atılganlık, gözü peklik ve kendine güven tam anlamı ile burada gerekli. “Ben ne yaparım gurbet ellerde” korkusu, “yabancı dilim kötü” kaygısı, “yurt dışında tatil için çok para gider” sabit fikri, “Gâvurlar bizi sevmezler” ön yargısı zincirlerimizi kırmamızı engelliyor. Hiç merak etmeyin. Herkes çok yardımcı, kimse Tarzanca’nızdan dolayı sizi ayıplamıyor, Avrupa’da tatil Antalya’dan daha ucuz ve gâvur dediğimiz (TDK kelime anlamı: müslüman olmayan-merhametsiz) insanların sizlere saygısı ve anlayışı şaşırtacak sizi.
“Zaman” herkese göre değişir. Ev hali, çoluk çocuğun durumu, okulların eğitim dönemi, yoğun işlerden zaman ayırabilme, yıllık izin günlerini verimli kullanabilme, mevsim şartlarına göre ayarlama yapma, eşlerin birlikte veya ayrı hareket kabiliyeti ve bilumum sosyal şartlar gezi programınızı şekillendirecektir.
Yukarıda saydıklarımın içinde belki de en kolay bulunabilecek olan “para”dır. Çünkü benim seyahatlerimin en önemli özelliği turist mantığıyla gezmektir. Ekonomik oluşudur. İnanın bana, tahmininizden çok daha uygun fiyatlara gezebilirsiniz.
Vize almadaki sosyo-ekonomik ve hatta politik engeller, vize ve pasaport harçlarının ilk maliyetleri, “kim uğraşacak bunlarla, otur oturduğun yerde” üşengeçliği, “yahu asgari ücretle ne gezmesinden bahsediyorsun” durumları tabii ki konumuz dışı. Bunları aştığımızı varsayıyoruz. 🙂